Çay Hatıraları
DEMLİKLERDE DEMLER, DEMLERDE DEMLİKLER
Eğer bir sesin fotoğrafını çekmek isteseydim bu; çay kaşıklarının bardaklara düştüğü anın sesi olurdu diyebilirim. Sanki hayatın devam ettiğini gösteren, bir hareketin var olduğunu haber veren bir ses gibi gelir bu ses bana.
Dem kelimesinin hem zaman hem çayın kıvama gelmesi anlamında kullanılması; çayın zamanın nabzını tutan bir içecek olması olabilir mi? Bence olabilir. Sabah güne çayla başlamak, çay sohbetleri, çay arası, simidin yanında çay vs. hepsi bir zamanı ya da zamanın içindeki bir yudumun verdiği dinginliği hatırlatıyor. Birliği beraberliği hatırlatıyor.Özellikle de yeni mezun olduğumuz için üniversite gecelerimizin koyu sohbetli bol demli çaylarını şimdiden özlüyoruz. Zaten fotoğraftaki çay da Hakan ve Ali ile birlikte Bursa Misi Köyü'nde içtiğim çay. Bir bardak çayın bu kadar manidar olması çok çok güzel bir şey bence. Kültürümüze ve kimliğime kattığı renk, paha biçilemez bir değer. İşte yine çay ve zaman. Necip Fazıl Kısakürek' ten.
Çaycı, getir, ilâç kokulu çaydan!
Dakika düşelim, senelik paydan!
Zindanda dakika farksızdır aydan
Karıştır çayını zaman erisin
Köpük köpük, duman duman erisin!
Çay ve zamanın paralelliği bu dizelerdeki kadar muazzam anlatılmamıştır herhalde. Ben daha fazla söylenmiş sözlerin üzerine söz söylemeden, aşağıda Katharine Branning'in yazdığı "Evet Bir Bardak Daha Çay İstiyorum" adlı kitabıyla ilgili yaptığı sunumu paylaşıp çayımı yudumlamaya devam ediyorum.
çayla alakalı şöyle bir yazı kaleme almıştım bir ara: http://www.mbirgin.com/?c=HTML&ID=320&t=cay
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSil