TASARIM HER YERDE

Tasarım denilince hep aklımıza karma karışık, "bunu nasıl yapmışlar yaaa?" gibi tepkiler verdiğimiz çalışmalar gelir. Oysa şekli şemali olan her şey bir tasarım. Bu tasarım kavramını grafiklerde, afişlerde, ürünlerde, ambalajlarda, yapılarda vs. bir çok yerde görüyoruz. Önemi ise artık hayli fazla. Gelişen rekabet ve değişen pazarlama stratejileriyle tasarım kavramı etkin bir silah haline geldi. Örneğin inovasyon kavramının somut örneklerine baktığımızda tasarımın ön plana çıktığını görüyoruz. Burada tasarım endüstriyel, grafik, moda vs. şeklinde ayrılabilir fakat benim yaklaşacağım konu grafik ve pazarlamadaki yeri.

Her gün maruz kaldığınız görsel kirliliği bir düşünün. Hangilerini okuyorsunuz hangi mesajları yok sayıyorsunuz? Sık sık uğradığınız marketlerin camlarındaki bol yazılı afişlerin kaç tanesini okuyup markete girdiniz? Ya da mağaza tasarımını ele alırsak, kaç kez bir vitrine bakarken çıkış yolunda olduğunuz için bakmayı kesip mağazadan çıktınız? Kaç kez dar bir alanda raflar arasında insanlara yakın olmaktan rahatsız olup alışverişi kısa kestiniz? Diye uzar gider bu sorular. Hepsinin merkezinde tasarım var tabi ki. Mağaza tasarımı, grafik tasarım, ışıklandırma tasarımı, ambalaj tasarımı vs.

Satın alma kararlarının çoğunun mağaza içinde verildiğini düşünürsek teşhir ve tanzimin bu büyük rolünün aslında o kadar da basit olmadığını göreceğiz. Bir grafiker/ajans bulup bir dünya yazının olduğu bir tasarımı mağazanızın camına yapıştırmak ya da mağaza içinde boş gördüğünüz yerlere pano asmak doğru bir yol sayılmaz. Bunları yaparken basit düşünmek gerekir. Yani müşteri bu noktada ne yapacak? Mağaza içi iletişimi sağlamanın yolu müşterileri takip etmek ve mağazayı haritalandırarak iletişim mesajlarını buna göre dağıtmaktır. Bu yüzden mağazadaki boş bir duvara pano asabilirsiniz fakat o sıra dergilere göz atan birinin ya da göz hizasında olmayan birinin çok da umurunda olmayacaktır. Mağaza girişine ya da kapısına 10-15 kelimelik bir afiş asabilir misiniz? İki buçuk saniye baktığımız bir yere destan yazmanın manası yok değil mi? Mesela mağaza içinde erkekler kadınlardan daha hızlı hareket eder. Erkek bakım ürünüyle ilgili bir ürün afişine uzun bir metin doldurmazsınız herhalde. Işıklardan söz edersek, yaşlı kitlenin müşteri olduğu mağazada aşırı parlak ya da düşük ışık kullanmak yanlıştır mesela. Çünkü yaşlanmayla retinaya ulaşan ışık azalır, aşırı parlak ışığa hassasiyet artar ve yüksek kontrastlı ortamlar daha rahat görülür.

Yine bir mağazada yaşlı kesime hitap eden ürünlerin üst raflara koyulmaması gerekir. Çünkü yaşlıların gençler kadar rahat uzanamayacağı gibi gerçekleri göz ardı etmemek gerekir. Rafların görünürlüğü, konumu, sürtünme etkisi, sepetlerin konumu, kapılar ve daha bir çok etken de mağaza tasarımına dahil. İşin özü hepsi tasarım.

Tasarım demişken minimalist tasarıma da dikkat çekmek istiyorum. "Less is more" sloganıyla bildiğimiz temel tasarım öğeleriyle yapılan tasarımlar bunlar. Çabucak algılandığı için ve detaya boğmadığı için hoş bir tarzdır. Windows 8 in düz tasarımları örnek olarak gösterilebilir mesela. Ya da minimalist film afişi tasarımlarını inceleyebilirsiniz. Hatta bence mağazalarda da olsa şöyle kaliteli minimalist afişler hiç fena olmaz. Şöyle kendi yaptıklarımdan ve film afişlerinden örnekler bırakıp kaçayım. Saygılar, sevgiler.

       

Bunlar benden örnekler. Aşağıdakiler de sizlerin de arama motorlarından bulabileceği birkaç film afişi.