ŞEHR-İ CEFA



Hâlâ hayata çocukluğumun geçtiği lojmanın pencerelerinden bakıyorum. Alt katta, aynı zamanda sobanın da yer aldığı oturma odasının pencereleriydi. Hemen pencerenin önünde, duvarın dibinde uzun kanepe ve annemin doldurduğu, sürekli orada olan yastık vardı. İşte o kanepeye oturup perdeyi aralayıp dışarı bakmak bende derin izler bırakmış. O pencereler; kimi zaman annemin güzelleştirdiği bahçemize bakmanın verdiği huzur, kimi zaman sonbaharın soldurduğu o bahçeye bakarken araya serilen yağmur taneleriyle harmanlanan dinginlikti. Hava kararmaya yakın bulutların pembeleştiği zaman bahçemizin ardındaki mahallenin görünen ışıkları; orada da pencereden bakan çocukların olduğunu düşündürürdü bana. Televizyonu açık ve sobası yanan bir odada; annesi ve babası yanında, kardeşleri halının üstünde ders çalışan pencereden bakan çocukları...

O günlerde hangi bilgisayar oyununu bitirdiğimizi konuşmaz, hangi marka giydiğimizi bilmez, gideceğimiz mekânı ise düşünmezdik. Kömür parçalarıyla duvarlara bir şeyler çizmek kadar doğaldı her şey. Yaşam alanımız bulunduğumuz oda değildi sadece. Tırmanabildiğimiz tepeler, inebildiğimiz kıyılar, kaçabildiğimiz uzaklıklar vs. hepsi bizimdi. Beraber büyüyen ve yıllar geçtikçe hatıraları benzeşen çocuklardık. Salçalı ekmeği Nutella’dan çok benimsemiş, bisikletini kendisi tamir eden, ellerimizde balıklar olan çocuklardık.

       

Bahsettiğim kesit belki de Keban Barajı lojmanlarındaki birçok çocuğun yaşamında ortak bir paydadır ve bu ortak paydaya sahip çocukların şimdilerde şehirlerde pek mutlu olduğunu düşünmüyorum. Dışarıdaki hayatı doğayla iç içe, Fırat Nehri’nin kıyısında büyüyen ve dağlarda tepelerde gezen çocukların şimdi beton yapılarda çalışıp, beton yollardan işe gidip, katlı betonlarda oturması zor oluyordur belki de…

Çocukluğumdan neden bu kadar çok bahsettiğimi anlamışsınızdır umarım. Hem geçmişe özlem insanoğlunun fıtratında varmış derler.

Mesela hâlâ apartmanlarla barışabilmiş değilim. Hele o eski apartmanların ruhuma verdiği kasveti anlatamam. Maddenin bu derece midemi bulandıracağını hiç düşünmemiştim… 






Yorumlar

Popüler Yayınlar